Edmondo de Amicis'in İstanbul'u

Bu sabah yine işe gitmek için İstiklal Caddesi'nde yürürken, sevdiğim ayrıntıları kaydettim belleğime, hepsini umarım teker teker bu alanda paylaşabilirim.

Sabah Canoncanım yanımdaydı, önce Benetton önündeki ihtiyar delikanlı, masum gözlü köpeği fotoğrafladım, kendisini tanıyan çoktur. Sonra Alkazar Sineması'nın karyatidlerine daldım, Atina Akropolis'indeki karyatidli Erechtheion'u düşündüm, ardından da Yapıkredi Yayınları'nın vitrinine resmen yapıştım...

Edmondo de Amicis'in İstanbul'u vitrinin sağında kırmızı kırmızı şehvetle bana bakıyordu, sanki sabahtan beri yaşadıklarımın bir izdüşümüydü...

1846- 1908 yıllarında yaşamış İtalyan yazar Edmondo de Amicis'i  Çocuk Kalbi kitabından anımsarsınız, hangimiz ilkokul sıralarında okumamıştır ki...

Edebiyatçı Amicis, aslında tam da bir seyyah, seyir halinde olduğunda da gördüklerini kaleme almayı pek seven çalışkan bir seyyah hatta. İşte 1874 yılında İstanbul'a geldiğinde yazıya döktükleri de bu kırmızı kapaklı kitapta saklı.

Vakt-i zamanında kitap hakkında Selim İleri şöyle demiş:

"Edmondo de Amicis masal kenti İstanbul'un sonsuza dek varlığını korumasını temenni eder. Bununla birlikte, İstanbul’un değişeceğini, tarihi görünümünü yitireceğini ilk fark edenlerdendir. Huzursuz bir önseziyle temennisini, eseri boyunca, birkaç kez tekrar eder. İstanbul'un yarınından korkmaktadır. İşte biz o yarını yaşıyoruz."

Bir gün biri bana: "İstanbul sen, sen İstanbul" demişti. Mukavemet edilmez hisler beslediğim bu şehre dair ve hatta kendime dair duyduğum en güzel cümleydi. Kendisi bana sarfettiği bu cümleyle bana çok büyük sorumluluklar yükledi elbet, lakin ben de ne zaman bulutsuz bir gece gökyüzüne baksam, çobanyıldızımı bulup İstanbul öyküleri anlatıyorum kendisine...

0 yorum :