Rebab - Rebap

Yaylı sazların atası sayılan Rebab, Türkiye, İran, Arabistan, Kuzey Afrika, Afganistan, Pakistan, Hindistan gibi ülkelerde çeşitli  biçimleri olan bir çalgı.

Bütün Yakın Doğu ve Akdeniz’e eski İran Musikisi’nden  yayılmış olduğu görüşü hakim. Rebab kelimesinin aslı Türkçe değil, Arapça'dan geliyor. Araplar yayla çalınan bütün çalgılarına "rebab" demişler, Türklerse daha çok kendilerine yabancı olan çalgılara "rebab" adını vermiş.


Günümüzde Rebab olarak tanıdığımız çalgı, gerek doğu gerek batı kaynaklarında "ıklığ" olarak geçiyor. Arap rebabı Avrupa'ya geçince "rebek" adında bir çalgıya dönüşmüş. Daha sonra da bu çalgı söylendiğine göre kemana uzanan bir evrim sürecine girmiş.

Rebab'ın Batı Avrupa'ya gelmesi, İspanya'nın Emeviler tarafından işgaline rastlıyor. Yine de 9. yy'da Doğu Avrupa'da yaylı çalgıların varlığına dair kanıtlar var. Halihazırda, rebab Mevlevi ayinlerinin değişmez çalgılarından birisi.

Rebab, canlıların çıkardığı seslere yakın tona sahip olmasıyla kabul görse de oktavın biraz üzerinde ses mesafesine sahip olması nedeniyle Arap dünyasında yerini kemençe ve kemana bırakmış.

Genellikle yayla çalınan ve kabak kemaneye benzeyen rebab, genellikle 3 telli. Hindistan cevizi tekne, teknenin üzerinde gerilmiş deri, tellerin geçtiği bir eşik, uzun bir sap ve bulgulardan oluşur, birde dize veya yere koymak için demirden bir ayağı vardır. Dikdörtgen, yuvarlak, armut şekilli, beyzi(kayığa benzer gövdeli), yarım küre, tambur, açık tekneli rebab olmak üzere 7 değişik şekilde rebab görülüyor.

Bir proje için araştırdığım Rebab, sesiyle de beni çok etkilemişti. Araştırırken, Türkiye'nin tanınan rebabilerinden (rebab icra eden müzisyen)  Mehmet Refik Kaya'nın Kalan Müzik'ten çıkan Ruhnüvaz (Ruha Dokunmak) albümünü çokça dinledim. İşte oradan ruhunuza dokunmanız için bir eser, buyrun buradan dinleyin.

0 yorum :