Bak Küçüğüm, Eskiden Burada Bir İstiklal Caddesi vardı...


Başlıkta yazdığım gibi anlatacağız gelecektekilere hatta şimdiki çocuklara da...

Bir İstiklal Caddesi vardı, bir Beyoğlu vardı küçüğüm. Biz orada sanat yapar, kültürlenirdik. Yazarları görür, kitapçılarda kendimizi kaybederdik küçüğüm, kitabevleri şimdi etrafta gördüklerin gibi yazarkasa mantığında değildi, tıpkı insanların mantığı gibi...

 Bilmezsin sen ama burada bir sinema vardı, dünyalar güzeliydi küçüğüm. Adı: "Emek" idi, en güzel filmlerimi orada izlemiş, sinemaya bu sokakta aşık olmuştum, hoş yanımda erkekler de oluyordu ama ona duyduğum sevgimin onlara duyduğum sevgiden daha az olduğunun farkında değildiler. O salon öyle muazzamdı ki, arkeolojide öğrendiğim bezeme stillerini orada görür sevinirdim.

Bu sokakta küçüğüm bir de Han Büfe vardı, festival sonrası hızlıca tost yenir, limonata içilirdi. Yanına bir bakardın, beyazperdeden hayran olduğun yaşını almış oyuncu da seninle beraber orada nefsini köreltiyor, afiyetleşirdiniz karşılıklı. Öyle mağrur, öyle kıymetli zamanlardı...

Daha neler neler küçüğüm, şu kadın heykelleri var ya, onlara Karyatid denir. Karyatid, insanın taşıyıcı olduğu genelde kadın vücutlu sütundur, buradaki gerçek, yani sonradan yapılma değil. Ama bak şimdi ne halde! Biliyor musun, bunlardan Yunanistan'da Akropolis - Erektheion Tapınağı'nda da var, ama onlar pamuklara sarıyorlar bu kültür mirasını...

Bizim ülkemizde küçüğüm tek önem verilen miras: PARA'dır. Kültür, tarih, doğa mirası bu topraklara kaşıntı yapar, o kaşıntı öyle bir huzursuz eder ki, kolu keseriz, bacağı keseriz. Bir gün de unutturma sana "Gezi Direnişi"ni anlatayım! Yok canım, gezmekle ilgili değil, ağaçlarla, insan gibi yaşamakla ilgili bir direniş. Gülme yahu, o zamanlar ağaçlar vardı tabii, ben ağaç görmüş insanım!

Ohoo.. Karyatid'den nerelere geldik. İşte bu karyatidli kapıdan da başka bir sinemaya gidilirdi, asıl sana onu anlatacaktım. Burası da Alkazar Sineması idi, sanırım rahmetli Onat Kutlar kurmuştu, onun kim olduğunu bu toprakların sinemasına yaptığı katkıları da anlatmak isterim sana ama, bir tarafım acır hep onun ölümü gelir aklıma..

Ne diyordum küçüğüm, bu sokaklarda bizlerden önce yaşayanlar muazzam mimari eserler bırakmışlardı. Estetik duyguları yüksek insanların yaşadığı bu topraklarda, nice opera binası nice tiyatro sahnesi vardı ki, bunların bir çoğuna ben bile yetişemedim. Ondan sana ancak okuduklarımı anlatabilirim.

Hani şu meydandaki "atıl" durumdaki büyük demir bina var ya, işte o polislerin merkezi olmadan, sanat yapan insanlar buradan "atılmadan" önce burası İstanbul'da kültür sanatın mabediydi. Biliyor musun senin yaşlarında ilk annem getirirdi beni buraya, ne müzikaller izlemiş, ne operalar dinlemiş, ne tiyatro oyunlarında hayran hayran salonu en son ben terk etmiştim. Sonra büyüdüm, bu sanat mabedinde çalışır oldum, Cyrano de Bergerac'da kılıç salladım, Nazım'ın Kuva-i Milliye'sinde memleketimin insanı oldum, toplama kampında Yahudi olarak öldüm, danslar ettim neler neler.
Ah küçüğüm, eskide kaldı o zamanlar, şimdi nerede salon? Olanlarda da dostlar çorbayı kaynatmaya çalışıyor..

Bir de küçüğüm buralarda hoş, incelikli, becerikli, yaratıcı esnaf ve zanaatkarlar vardı. İnci Pastanesi olsun, Filibeli Eczanesi olsun... Türlü türlü ihtiyacı karşılayan güler yüzlü, işini bilen insanlar işletirdi buraları da. Onlar da kaybolup gitti be küçüğüm. En son Rebul Eczanesi direniyordu ki, onun da acı haberi geldi. Evet, evet eczane, ama ne eczane; aslında geçmişin bizlerle bağı... Ama ne oldu, bu oteller oldu, bu zevksiz AVM'ler yerlerine geldi, sonra ne oldu? Şehre bir şeyler oldu; küstü bize martılar, küstü bize ağaçlar, küstü bize balıklar...

Asıl inanamazsın, ben taa lisedeyken bu İstiklal Caddesi'nde ağaçlar vardı küçüğüm, caddede yürürken ağacın yaprağı tenime değerdi, içim bir hoş olurdu.

Bak yine gözüme toz kaçtı küçüğüm...

Photo by yassino

2 yorum :

Mustafa İrvem Keskinoğlu dedi ki...

Alkazar sineması Onat Kutlar'dan çok daha eskidir,muhtemelen 20. yüzyılın başlarında inşa edilmiştir.

euphrates dedi ki...

Elbette, yazıda da "Karyatidlerini ve benzeri Yunanistan'da Akropolis - Erektheion Tapınağı'nı" yazmaya çalışmıştım. Teşekkürler.