Geçtiğimiz bayram tatilinde daha kimseler evinden çıkmadan Rumeli Kavağı'na gittik. Rumeli Kavağı, her daim Anadolu Kavağı'nın aksine daha tenhadır. Oradayken Karadeniz kıyı kasabası görüntüsünü hep hissetmişimdir ki, kahvelerin bolluğu da bu hissiyatımı destekler çoklukta. Gençli yaşlı erkekler kahvelerde sohbet, oyun eşiliğinde zaman öldürmekte.
Kavakların olmazsa olmazı olan deniz ürünleri her tarafta, gerek balık satan tablalar, gerek balık lokantaları, midyeciler etrafı sarmış durumda, isteyene ekmek arası, isteyene tabakta... Balık olan yerde ne vardır? Pek tabii boy boy kediler, bu gezide de yine çok kedi sevdim.
Rumeli Kavağı'nın en sevdiğim manzaralarından biri de Anadolu Kavağı'ndan tırmanarak ulaşılan Yoros Kalesi. Doğu Roma mimari eseri olan yapı, imparatorluğun çüküşünden sonra Cenevizliler tarafından da kullanılır, sonrası da malumunuz. Şu an ne durumda bilmiyorum ama son ziyaretimdeki atıl ve çöplük durumu beni çok üzmüştü.
İstanbul Boğazı'nın en kuzeyinden haberler böyle, gezentinin başka bir seferinde görüşmek dileğiyle.
İstanbul Gezi Sitesi » Yoros Kalesi » Rumeli Kavağı
Kaydol:
Kayıt Yorumları
(
Atom
)
0 yorum :
Yorum Gönder