Kendisi Çırağan'ın, Asariye Caddesi'nin bir tanesidir. Beş -altı aylıktan itibaren bizimle. Kasabın gözdesi, kemik delisi. Her sabah işe giderken bir tur sevişiriz kendisiyle. "Daha sev beni" diye pati atmayı da öğrendikten sonra pek daha tatlı oldu kızımız. Kızımız diyorum, mahalle esnafının taktığı Lusi ismine hala alışamadım.
Geçen gün severken, köpek dişlerinden (komik bir tabir oldu) birinin ucunu kırdığını gördüm. Bu kırık, kasaptan götürdüğü koca kemiklerin eseri diye düşüyorum.
Bu arada Lusikız, pek paylaşımcıdır. Kasabın verdiği kemiklerden, daha önce yazdığım Anne Köpek Sera'ya da getirmeyi ihmal etmez. Bunu neredeyse her sabah yapar. İşte, dostluk nedir, buyrun ondan öğrenin.
Mahallemizin güzeli Lusi, herkesin sevgilisi. O gözler yok mu, o bakışlar, o oyuncu vücut hareketleri. Kendisini çok seviyor ve eve giderken onunla oynamayı şimdiden iple çekiyorum.
4 yorum :
Kasap hangi kasap? Mehmet Abi mi? Eti hala ondan alıyorum ben yaa. :)
Pek tabii Mehmet Abi. :)
İçime hüzün çöktü. En son Mehmet Abi'den telefonla sipariş verdiğimde telefonu "Öpüyorum, abi!" diye kapattım. Ah güzel Beşiktaş!
Hala orada oturuyorsun diye sana çok imreniyorum.
PS: Kalp kalbe karşı durumu. Sen de tam bu sırada bana yorum bırakmışsın.
Ah ki ah hakikaten. Sorma bir ara ayrıldım çok koydu. Öyle garip ki, semte ulaşınca kendimi güvende hissediyorum.
PS: Git kendi bloguna bak, yorumun bekliyor. :P
Yorum Gönder