Güneşimden Kaç

Anne Köpek Sera'yı hatırlarsınız belki, mahallemize acılar içinde düşmüş; hamile, ürkek ve hasta bir köpekti. Sağlığı el verdiğince, mutlu günler yaşadı. En son mahallemizin son kalan eski konaklarından birinde yaşayan komşumuz bakıyordu. Hayat işte...

Sera'nın çocuklarından bazıları öldü, bazıları sahiplendirildi ve bu iki çılgın da, arka komşum oldu. Yemekleri, suları sağlanıyor, oyunlarına meze olunuyor. Geçenlerde bir gece beni taksiden inerken yakaladılar, "Sen, bu saatte nereden böyle, bakalım." edasıyla yokuştan koşturmaları vardı ki, görmeniz lazım. Sokaklar sessiz ve insansız olunca, haliyle daha bir neşeliler, beni de neşelerine çamurlu patileriyle ortak ettiler. Tamam, Jack Wolfskin logosunu pek severim de, tüm palto hatta yanağımda da olunca nasıl oynadığımızı anlamadım. :) Nasıl oldu, ne ara o kadar zıpladılar farkında değilim, neşeli düdükler...

Balkona çıktım da; şimdi kendileri horul horul uykudalar, D vitaminleri alıyor aman rahatsız etmeyelim...

2 yorum :

Bora dedi ki...

...Güneş bana gülümsüyordu/İçimi ısıtıyordu....

euphrates dedi ki...

Günlerden bir gün karakışın sonuna doğru, gün güneşliydi, o gün kendimi azad etmiştim! :)